pratik, pratik, pratik

"pratik, pratik, pratik" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Colloquial
1	Konuşma Dili	pratik, pratik, pratik	practice, practice, practice expr.

"pratik, pratik, pratik" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 223 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	pratik	practice i.
Practice is also needed in the peaceful and amicable solution of conflicts. Çatışmaların barışçıl ve dostane çözümü için de pratiğe ihtiyaç vardır. More Sentences
2	Yaygın Kullanım	pratik yapmak	practise f.
I want to practise my English. İngilizcemi pratik yapmak istiyorum. More Sentences
3	Yaygın Kullanım	pratik	practical s.
We will move from a political moratorium to a practical moratorium on purchases imposed by consumers. Siyasi bir moratoryumdan tüketiciler tarafından uygulanan pratik bir satın alma moratoryumuna geçeceğiz. More Sentences
4	Yaygın Kullanım	pratik olmayan	impractical s.
Now those ideas, then so easily dismissed as crazy and impractical, are being given positive form. O zamanlar çılgınca ve pratik olmayan diye kolayca reddedilen bu fikirlere şimdi olumlu bir biçim veriliyor. More Sentences
General
5	Genel	pratik uygulama	practical application i.
During these eight years of practical application, we have learnt various lessons. Bu sekiz yıllık pratik uygulama süresince çeşitli dersler çıkardık. More Sentences
6	Genel	pratik	practice i.
Realistic in the sense that practice and theory are two different things. Pratik ve teorinin iki farklı şey olduğu anlamında gerçekçi. More Sentences
7	Genel	pratik çalışma	practical work i.
Practical work aimed at getting people into employment is done locally. İnsanları istihdama kazandırmayı amaçlayan pratik çalışmalar yerel olarak yapılmaktadır. More Sentences
8	Genel	pratik amaç	practical purpose i.
It was therefore right, in legal terms and for practical purposes. Bu nedenle, yasal açıdan ve pratik amaçlar bakımından doğruydu. More Sentences
9	Genel	pratik yapmak	practice f.
That snake charmer could use a little more practice. O yılan oynatıcısının biraz daha pratik yapması gerek. More Sentences
10	Genel	pratik	applied s.
I think it is something that cannot be practically applied or monitored. Bunun pratikte uygulanamayacak ya da izlenemeyecek bir şey olduğunu düşünüyorum. More Sentences
11	Genel	pratik	convenient s.
The school uniform is convenient because it can be worn for both informal and formal occasions. Hem resmi hem de gayri resmi durumlarda giyilebildiği için okul üniforması pratiktir. More Sentences
12	Genel	pratik bir şekilde	practically zf.
She approached the problem practically. Soruna pratik bir şekilde yaklaştı. More Sentences
13	Genel	pratik olarak	practically zf.
Moreover, there is a need for our proposals to be implemented practically without delay. Dahası, önerilerimizin gecikmeksizin pratik olarak uygulanmasına ihtiyaç vardır. More Sentences
14	Genel	pratik anlamda	in practical terms zf.
In this way, we can start right now to see how the Community method can be revamped in practical terms. Bu şekilde, Topluluk yönteminin pratik anlamda nasıl yenilenebileceğini görmeye hemen şimdi başlayabiliriz. More Sentences
Trade/Economic
15	Ticaret/Ekonomi	pratik	practice i.
We have visions but little practice. Vizyonumuz var ama pratiğimiz az. More Sentences
16	Ticaret/Ekonomi	pratik olmayan	impractical s.
This would be impractical, unnecessary and disproportionate. Bu pratik olmayan, gereksiz ve orantısız bir uygulama olacaktır. More Sentences
Technical
17	Teknik	pratik uygulamalar	practical applications i.
We want to concentrate on the practical application of the current directive. Mevcut direktifin pratik uygulamasına odaklanmak istiyoruz. More Sentences
18	Teknik	pratik	practical s.
That is the sort of practical thing the Commission needs to work on. Bu, Komisyonun üzerinde çalışması gereken pratik bir konudur. More Sentences
General
19	Genel	pratik	exercitation i.
20	Genel	pratik zeka	ingenuity i.
21	Genel	pratik	application i.
22	Genel	teorik pratik	theoretical practice i.
23	Genel	pratik	practical experience i.
24	Genel	pratik	experience i.
25	Genel	pratik olmama	impracticality i.
26	Genel	pratik iş görme usulü	rule of thumb i.
27	Genel	pratik yapan kimse	practitioner i.
28	Genel	pratik	praxis i.
29	Genel	pratik olmama	impracticability i.
30	Genel	pratik yapma	practicing i.
31	Genel	pratik kullanım	practical use i.
32	Genel	pratik beceri	practical skill i.
33	Genel	pratik ingilizce	practical english i.
34	Genel	pratik zeka	quick-wit i.
35	Genel	pratik eğitim	hands on training i.
36	Genel	pratik amaçlı uygulama	practice implementation i.
37	Genel	uzun süreli alıştırma/pratik	long-term practice i.
38	Genel	pratik rehber	practical guide i.
39	Genel	pratik yapma	practising i.
40	Genel	pratik ipuçları	practical hints i.
41	Genel	pratik kullanım ipuçları	practical hints for use i.
42	Genel	ideal ya da ahlaki boyutundan ziyade faydacı ve pratik yönü ağır basan	realistic i.
43	Genel	genel olarak kabul görmüş pratik kural	thumb rule i.
44	Genel	belirli bir konuda pratik bilgi sağlayan öğretici yayın	tutorial i.
45	Genel	pratik akıl	practical reason i.
46	Genel	pratik olmama	unworkability i.
47	Genel	pratik yapma	brushup i.
48	Genel	pratik süreci	brushup i.
49	Genel	pratik uzlaşma	horse trade i.
50	Genel	pratik	run-through i.
51	Genel	pratik olmayan şey	impracticability i.
52	Genel	pratik olmama	impracticableness i.
53	Genel	pratik olmayan şey	impracticality i.
54	Genel	pratik zeka	ingenie [obsolete] i.
55	Genel	pratik bilgiden ziyade spekülatif ya da teorik bilgiye dayanan bilgelik	sapience [obsolete] i.
56	Genel	ön sayfa gibi başlıca sayfalarda birincil önemdeki hikayeleri diğerlerinden ayıran pratik çizgi	fold i.
57	Genel	pratik akıl yürütme	parsimony i.
58	Genel	pratik yapma	practic i.
59	Genel	pratik olan şey	practicability i.
60	Genel	hemşirelik bakımında pratik deneyimi olup hemşirelik diploması olmayan kimse	practical nurse i.
61	Genel	pratik olma	practicalism i.
62	Genel	pratik	practick [obsolete] i.
63	Genel	idealistten ziyade pratik yaklaşan kimse	pragmatic i.
64	Genel	pratik giyim ürünü	pull-on i.
65	Genel	teori ve pratik arasındaki fark	slippage i.
66	Genel	pratik tertibat	subtlety i.
67	Genel	pratik davranmamak	be impractical f.
68	Genel	gerçekçi ve pratik bir şekilde düşünmek	have both one's feet on the ground f.
69	Genel	pratik yapmak	dust off f.
70	Genel	pratik kazandırmak	give someone practice f.
71	Genel	pratik kazandırmak	enable someone to gain hands-on experience f.
72	Genel	pratik ihtiyaçlara ayak uydurmak	temporize f.
73	Genel	pratik ihtiyaçlara ayak uydurmak	temporise f.
74	Genel	pratik zeka ile uydurmak	hatch f.
75	Genel	geliştirirken pratik zekasını kullanmak	concoct f.
76	Genel	pratik veya mantıksal yollarla hesaplamak	gauge f.
77	Genel	pratik hale getirmek	practicalize f.
78	Genel	pratik hale getirmek	practicalise f.
79	Genel	pratik zekalı	ingenious s.
80	Genel	pratik	down to earth s.
81	Genel	pratik olmayan	impracticable s.
82	Genel	pratik (kimse)	practical s.
83	Genel	pratik	workable s.
84	Genel	pratik	pragmatical s.
85	Genel	pratik olmayan	unpractical s.
86	Genel	pratik	active s.
87	Genel	pratik yapmış	practiced s.
88	Genel	pratik	banausic s.
89	Genel	pratik	workaday s.
90	Genel	pratik	businesslike s.
91	Genel	pratik	rough and ready s.
92	Genel	pratik	functional s.
93	Genel	pratik olmayan	unworkable s.
94	Genel	pratik olmayan	non-practical s.
95	Genel	pratik	pragmatic s.
96	Genel	pratik	no-nonsense s.
97	Genel	pratik	utilitarian s.
98	Genel	pratik yapmış	practised s.
99	Genel	beceri, maharet ve pratik zeka içeren	tactical s.
100	Genel	pratik	ready-made s.
101	Genel	pratik olmayan	nonpractical s.
102	Genel	pratik olarak uygulanabilir	applicate s.
103	Genel	pratik	applicatory s.
104	Genel	pratik	earthy s.
105	Genel	aşırı pratik	ultraconvenient s.
106	Genel	aşırı pratik	ultrapractical s.
107	Genel	pratik olmayan	unbusinesslike s.
108	Genel	pratik zekalı	enginous s.
109	Genel	pratik olmayan	unpracticable [obsolete] s.
110	Genel	pratik	extensional s.
111	Genel	pratik	hands-on s.
112	Genel	pratik	hard-boiled s.
113	Genel	pratik	hardheaded s.
114	Genel	pratik	meat-and-potatoes s.
115	Genel	pratik uygulaması az olan	lofty s.
116	Genel	pratik olmayan	ideal s.
117	Genel	pratik zekalı	ingenious [obsolete] s.
118	Genel	etraflıca pratik edilmiş	down pat s.
119	Genel	pratik	clever [uk] s.
120	Genel	pratik kullanım için tasarlanmış	convenience s.
121	Genel	pratik olmayan	finespun s.
122	Genel	pratik	practic s.
123	Genel	pratik	pullman s.
124	Genel	pratik olmayan	romantic s.
125	Genel	pratik değer taşımayan	school s.
126	Genel	pratik işlerde usta olan	prudent s.
127	Genel	(özellik) pratik olmayan	spurious s.
128	Genel	pratik bilgi sahibi	street smart s.
129	Genel	pratik bilgi sahibi	street-smart s.
130	Genel	pratik olarak	as a rule of thumb zf.
131	Genel	pratik olarak	applicatively zf.
132	Genel	pratik ihtiyaçlar doğrultusunda	temporizingly zf.
133	Genel	pratik ihtiyaçlar doğrultusunda	temporisingly zf.
134	Genel	pratik bir biçimde	applicatorily zf.
135	Genel	pratik bir şekilde	practicably zf.
136	Genel	pratik olarak	practicably zf.
137	Genel	pratik	in- ök.
Phrasals
138	Öbek Fiiller	pratik yapmak	go through f.
139	Öbek Fiiller	(bir şey) üzerinde pratik yapmak	train on (something) f.
140	Öbek Fiiller	(bir şeyde) pratik yapmak	keep up with (something) f.
141	Öbek Fiiller	(bir alanda) pratik yapmak	train in (something) f.
142	Öbek Fiiller	(bir şey) üzerinde alıştırma/pratik yapmak	work on (something) f.
Phrases
143	İfadeler	pratik anlamda	as a practical matter expr.
Proverb
144	Atasözü	pratik çözümler teoride kalan çözümlerden daha yararlıdır	an ounce of common sense is worth a pound of theory
145	Atasözü	pratik çözümler teoride kalan çözümlerden daha yararlıdır	ounce of common sense is worth a pound of theory
Colloquial
146	Konuşma Dili	pratik düşünce tarzı	a practical turn of mind i.
147	Konuşma Dili	pratik zihin	a practical turn of mind i.
148	Konuşma Dili	pratik zeka	a practical turn of mind i.
149	Konuşma Dili	pratik bakış açısı	a practical turn of mind i.
150	Konuşma Dili	pratik kafa yapısı	a practical turn of mind i.
151	Konuşma Dili	yürüyüşlere götürülen granola benzeri pratik tatlı atıştırmalık	scroggin [new zealand] i.
152	Konuşma Dili	çok pratik	superconvenient s.
153	Konuşma Dili	pratik mükemmelleştirir	practice makes perfect expr.
154	Konuşma Dili	pratik olgunlaştırır	practice makes perfect expr.
155	Konuşma Dili	işin sırrı çok pratik yapmakta	practice, practice, practice expr.
156	Konuşma Dili	çok pratik yapmak	practice, practice, practice expr.
Idioms
157	Deyim	pratik yemek	short order i.
158	Deyim	pratik zeka	sharp wit i.
159	Deyim	pratik yaparak öğrenmek	pick up f.
160	Deyim	pratik zekalı olmak	have a quick mind f.
161	Deyim	bir konuda pratik sahibi olmak	get (something) down to a science f.
162	Deyim	bir konuda pratik sahibi olmak	have/get something down to a science f.
163	Deyim	bir işte uzmanlaşmak/pratik kazanmak	have something down to a T f.
164	Deyim	bir şeyi yapmada uzman olmak/deneyim sahibi olmak/pratik sahibi olmak/iyi olmak	have something down to a T f.
165	Deyim	bir konuda pratik sahibi olmak	have something down to a science f.
166	Deyim	gerçekçi ve pratik bir şekilde düşünmek	have both feet on the ground f.
167	Deyim	uzmanlaşmak/pratik kazanmak	have down to a t f.
168	Deyim	uzman olmak/deneyim sahibi olmak/pratik sahibi olmak	have down to a t f.
169	Deyim	pratik (yemekler)	short order s.
170	Deyim	pratik olmayan	in the clouds zf.
171	Deyim	hiç pratik olmayan	airy-fairy expr.
172	Deyim	mantıklı, gerçekçi ve pratik düşünen	with both feet on the ground expr.
Trade/Economic
173	Ticaret/Ekonomi	pratik kapasite	practical capacity i.
174	Ticaret/Ekonomi	pratik uygulamalar	practical implications i.
Law
175	Hukuk	(dava) özel olarak, pratik amaçlı tartışmak	bolt f.
Politics
176	Siyasal	pratik imtihan	practical examination i.
Industry
177	Sanayi	pratik	workaday s.
Technical
178	Teknik	sanat ve bilimin pratik amaçlara uygulanması	technicals i.
179	Teknik	acil onarımlar için kullanılan pratik tel veya benzeri araç	number eight wire i.
180	Teknik	aydınlatmanın pratik birimi	foot-candle i.
181	Teknik	değişken akımh bir devrede pratik	volt-ampere i.
182	Teknik	pratik manyetik flüks veya akı birimi	volt-second i.
183	Teknik	pratik kapasite	practical capacity i.
184	Teknik	pratik tatbikat	practical applications i.
185	Teknik	pratik kılavuz	practical guidance i.
186	Teknik	pratik elastisite limiti	practical limit of elasticity i.
187	Teknik	pratik	handy s.
Computer
188	Bilgisayar	pratik eğitim	hands on training i.
Informatics
189	Bilişim	pratik deneyim	hands-on experience i.
Medical
190	Medikal	klinik pratik	clinical practice i.
191	Medikal	tıbbi pratik	medical practice i.
Anatomy
192	Anatomi	anatomik bilgilerin tanı ve tedaviye pratik olarak uygulanması	applied anatomy i.
193	Anatomi	anatomik bilgilerin tanı ve tedaviye pratik olarak uygulanması	clinical anatomy i.
Psychology
194	Psikoloji	oyunla pratik kazanma teorisi	practice theory of play i.
195	Psikoloji	pratik zeka	practical intelligence i.
196	Psikoloji	pratik yapma limiti	practice limit i.
197	Psikoloji	pratik yapma etkisi	practice effect i.
Logic
198	Mantık	eylemin sebebi olarak değerlendirilen pratik durum veya koşulun yorumlanması	hypothesis i.
Education
199	Eğitim	ingiltere'de matematik, fen, dil gibi alanlarda tamamlayıcı teori ve pratik çalışmalar içeren bir okul programı	nuffield teaching project i.
200	Eğitim	psikolojide pratik uygulamalar	practical applications in psychology i.
201	Eğitim	yoğun pratik {yabancı dil eğitiminde sadece öğrenilen dilde eğitim alınması}	immersion i.
202	Eğitim	pratik ve akademik çalışmaların art arda dönemlerde dönüşümlü yapıldığı ders	sandwich course i.
Religious
203	Dini	pratik teoloji	case divinity i.
Philosophy
204	Felsefe	pratik ateizm	apatheism i.
205	Felsefe	pratik ateizm	pragmatic atheism i.
206	Felsefe	pratik ateizm	practical atheism i.
207	Felsefe	pratik materyalizm	practical materialism i.
208	Felsefe	pratik aklı saf akılla birleştirerek kant sistemini mükemmelleştirmeyi amaçlayan idealist bir felsefe	fichteanism i.
209	Felsefe	pratik bilgelik	practical wisdom i.
210	Felsefe	pratik akıl yürütme	practical wisdom i.
Environment
211	Çevre	pratik başlık	quick doff hood i.
Geology
212	Jeoloji	pratik olarak ötektik oranlarda mineral içeren	anchieutectic s.
Military
213	Askeri	pratik yabancı dil talimnameleri	spoken language manuals i.
Boxing
214	Boks	boksörün kendi gölgesi ile dövüştüğü boks pratik antrenmanı	shadow boxing i.
Abbreviation
215	Kısaltma	ulusal müfredatın uygulanması hakkında kanunen zorunlu olmayan pratik öneriler	nsg (nonstatutory guidelines) i.
Latin
216	Latince	pratik	practica i.
217	Latince	pratik	practicus s.
218	Latince	pratik	practicum s.
Archaic
219	Eski Kullanım	ofis, okul, fabrika veya laboratuvar dışındaki pratik uygulamaya ayrılmış alan	field i.
220	Eski Kullanım	pratik yapılmamış	unbreathed s.
Slang
221	Argo	günlük hayatta/pratik bilgi konusunda başarılı olan kişi	street smarts i.
Modern Slang
222	Modern Argo	afrikalı pratik zekası	african ingenuity i.
Star Wars
223	Star Wars	pratik ışın kılıcı teknikleri kitabı	book of practical lightsaber technique i.